Calabrò: "Şirketlerin ve ürünlerin geçmişini tanıtmak, rekabette önemli bir avantajdır."

"Kurumsal arşivler ve müzeler, şirketlerin kendi tarihlerinin farkında olmalarını sağlarken aynı zamanda daha rekabetçi olmalarını sağlar. Aksi takdirde, sıradan müzeler olurlardı. Lombardiya Bölgesi'nin bu tesisleri desteklemek için yaptığı teklif çağrıları da bu yönü tam olarak yansıtıyor." Museimpresa Başkanı Antonio Calabrò, Lombardiya modelinin artık diğer bölgelerdeki benzer girişimler için örnek teşkil edebileceğini umuyor.

Sonuçta, Museimpresa Derneği'nin 20 yıldan uzun bir süre önce kurulduğu günden bu yana benimsediği yaklaşım da bu. "Kurumsal arşivler ve müzeler özel yapılardır," diye açıklıyor başkan. "Genel halkla, okullarla ve yerel toplulukla iletişim kurmaya hizmet ederler. Elbette, ülke turizminin önemli bir bileşenidirler, çünkü endüstriyel turizm bölgenin daha ayrıntılı ve derinlemesine keşfedilmesine olanak tanır. Ancak kurumsal bir bakış açısıyla, bu yerler yalnızca bir tür "amarcord" veya kendini kutlama aracı değildir. Rekabetçi bir varlıktırlar, çünkü biz İtalyanlar en yüksek katma değerli nişlere ihracat yaparız ve bu nişlerde fiyatla değil, kalite, kimlik ve tanınırlıkla rekabet ederiz."

Ayrıca, tarihin tanıtımının sahteciliğe karşı güçlü bir savunma olduğunu da söylemeye gerek yok, çünkü bugün piyasadaki her şeyi kopyalayabilirsiniz, hatta patentleri bile atlatabilirsiniz, "ama tarihi kopyalayamazsınız" diye ekliyor Calabrò.

Tıpkı, özellikle üretim süreçlerinde insani bilgi ve teknolojik yeteneğin birleşimi olan İtalyan ürünlerinin kendine özgü kimliğini kopyalayamayacağınız gibi. "Bu nedenle, İtalyan şirketlerinin ayırt edici özelliği olan güzellik ve teknolojiyi bir araya getirirseniz, büyük bir rekabet avantajı elde edersiniz. Tarihe değer vermek, bu rekabet avantajına yatırım yapmak anlamına gelir," diye devam ediyor başkan ve "kurumsal müzelerin sadece bir iletişim veya pazarlama işlevi değil, aynı zamanda ekonomik bir işlev" olduğunu vurguluyor.

Dernek, bu konsepti işletmelere tanıtmak için yoğun bir şekilde çalışıyor ve giderek daha fazla şirket benimsiyor: Sadece aile işletmeleri değil (ki bu tür girişimleri başlatmak duygusal nedenlerle bile olsa daha doğal olabilir), aynı zamanda son yıllarda yatırım fonları tarafından satın alınan birçok şirket de. Arşivleri ve müzeleri gereksiz maliyetler olarak görmek yerine, yeni sahipleri stratejik rollerini kavramış ve müzeleri ellerinde tutarak genellikle değerlerini artırmak için çaba sarf ediyor.